GÜL’ÜN ŞİİRSEL ACISI (ÖYKÜ) Uzun süredir ilk kelimesine bile karar verip başlayamadığı şiirinin ilk üç mısrası yoğun zihin çabalarından sonra dudaklarında bir kıpırtı olarak belirdi. Gece yarısı saat 03.03. İlhama inanıp inanmadığını bilmiyordu. Sürekli zihin meşguliyeti ve uygun zamanlama ile arka planın aniden aydınlanması pek ilham olmasa gerekti. Mısraları içinden iki kez tekrarladı ve biçimini, ritmini yansıtmak, yoğunlaştırmak istediği düşsel dokuyu sorguladı. Son mısradaki bir kelimeyi yeniden kurgulayıp, 'fena olmadı' diye düşündü uykulu gözlerindeki titrek gerginliği rahatlatan duygularla. Ama biliyordu ki şiir henüz başlangıçta ve eksik. Aniden bir şimşek çaktı. Koktuğu şey başına gelmişti. Yalnızca kendi yatağını ışıtacak şekilde belki de dışarıda. Sıcak, nemli ve çekilmez gece daha bir fokurdadı sanki. Endişe ve telaş başına bir ok gibi saplandı ve aniden güçsüzleşti. "Allahım ya mısraları unutursam." Yatağa çakılmış gibi hissediyordu. ...
Kayıtlar
Ocak 18, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SAÇMALIK (ÖYKÜ) Hava çok soğuk, aylardan şubat… Caddenin karşısına geçecekmişim gibi durup, gelen geçen arabaları kollasam da geçmeyeceğimi biliyordum, öylesine bekledim on-on beş saniye. Caddenin sonuna kadar yürümek istiyorum; özgür, duvarsız ve zinde. Sonrasında ise biraz mutlu, telaşsız ve biraz da terlemiş olacağım. Siz hiç sözlükte aradığınız bir kelimeyi sözlüğü açar açmaz anında karşınızda buldunuz mu? Hoş, hoş değil mi? Geçenlerde… Ne diyordum ben? Ha, sözlük… Hafif atıştırıyor sulu kar. Gece de yağmur çok yağdı. Yine uyuyamadım, yağmur yağdığından değil, huzursuzdum. Keşke yaz yağmuru olsaydı, keşke. Geniş bahçenin ıslak otları arasından yürüyerek buraya kadar geldim. Dizlerime kadar çamur içindeyim. Terliklerimin topuklarına öbeklenmiş çamuru parke taşlarının arasından fışkıran gümrah ot tutamlarına sildim. Sonra üzüldüm, otun başına gelenlere ama yok üzülmemeliyim, onlar arsız sayılırlar ve ayak altlarından hiç eksik o...