TOHUM (ÖYKÜ/BİLİM-KURGU)
Yüzey dümdüzdü, hayal edilemeyecek kadar geniş ve
pürüzsüz. Göz kamaştırıcı beyazlık, uçuk pembenin, sarının, mavinin hafif
geçişleriyle sonsuza değin uzanıyordu. Boşluk değildi, hayal değildi...
Nesneler vardı ve onlarla atmosfer daha da uyumlu ve çok güzeldi. Yavaşça
salınıp duran nesneler; yukarıya, aşağıya, sağa, sola… Havada asılı kalmış dev
su damlaları gibi ağır ağır süzülüp dalgalanan...
İnsanların alışık olmadığı
ölçülerde devasa ve tuhaf görünüşlü şeylerdi. Bildik yaşam biçimleriyle
karşılaştırılacak şeyler değillerdi ve tecrübelerimizin dışındaki dünyalara ait
varlıklardı. Her birisi onlarca kilometre yükseklikte, kilometrelerce
genişlikte; gözü, kulağı, kolu, bacağı olmayan, sanki şeffaf, ışıklar yayan dev
boyuttaki mikro hayvancıkları andırıyorlardı.
İncecik çıngırak
sesleri yayıyorlardı yüzeye; öyle derinden, bazen melodik. Bu çıkarabildikleri
tek sesti.
Düşünme ve iletişim
esnasında nesneler parlak mavimsi ışıklar yayıyorlar, sürekli ışıldıyorlardı.
Işık yaymayan nesne yoktu, onların dünyasında var olamazdı da zaten. Işıklar
kimi zaman belli noktalardan doğarak hızla tüm gövdelerine yayılıyor, kimi
zaman parlaklığı değişen farklı şekillerle azalarak birkaç noktada toplanıyor
sonra tekrar dalga dalga yayılmaya başlıyordu. Bazen bir nesneden diğerine ışık
akımı başlıyor, ışıklı gösteri tüm yüzeye ve tüm nesnelere aynı anda aniden
yayılabiliyordu.
Parlak derilerinin
altında milyarlarca ipliksi sinir yapısının arasında çok açık, pembe renkli bir
sıvının akışı sezilebiliyordu. Hafifçe sarıya kayan daha parlak bir bölge ise
nesnelerin beyniydi ve gövdenin yarısından fazlasına yayılmıştı. Bundan başka
da hareketi hissedilebilen bir organ gözükmüyordu.
......
Beyinlerini tamamına
yakın bir kapasite ile kullanabilen milyonlarca nesne...
İçinde yaşadıkları evrenin
memnuniyetle parçası olmuş üst nesneler...
......
Şaşırtıcı bir şey
oldu: Milyonlarcası aynı anda uzaklık farklarına rağmen aynı anda çok hafif bir
rüzgâr esintisi hissettiler. Nereden geldiğini bilemedikleri bu tatlı esinti
bildik dünyalarını hiç tatmadıkları duygularla doldurdu bir anda onları. Bir
başkalık ve bir değişim, bir hareketlenme seziyorlardı.
Bütün nesneler her
zamankinden gitgide daha hızlı salınmaya başlamışlar hatta bazıları dans eder
gibi hal aldılar. Bu taşkın bir sevinç gösterisiydi onlar için ama yine de öyle
aheste ve acelesiz idiler ki. Belli belirsiz renk değiştirenler bile vardı.
Renk değiştirme kodunu iki milyar yıldır kullanmadıklarına dair bilgi aktarıldı
her birinden diğerine. Çok hoşlarına giden ve yeni hazları içeren harikulade
bir durum yaşıyorlardı.
Bir sonbahar
yaprağını bile yerinden kıpırdatamayacak kadar küçük bir esintinin varlığı,
istekleri ve iradeleri dışından bir güç ile karşılaşma aşamasında olduklarını
işaret ediyordu.
Milyarlarca yıl
bekledikleri şey gerçekleşmeye mi başlıyordu yoksa?
Kendi aşamalarının
imkan verdiği her bilgiye ulaşmıştı bu nesneler. Gelişim ve değişim meşakkatli,
sancılı, yavaş olmuştu, milyarlarca yıl almıştı ama başarmışlardı sonunda. Üst
nesne olmanın keyfini sürerlerken, akıllı, hoşgörülü, sakin ve gururlu
varlıklardı.
Nesneler yedi milyar
yaşındaydılar. Dört milyar yıl boyunca maddeselliği yoğun bir yaşam
sürmüşler, son üç milyar yıl boyunca da
edindikleri bilgileri düşünsel ve düşsel bir yaşam sürecine dönüştürmüşlerdi.
Kendi dünyalarını hatta evrenlerini kendi içlerinde yaratma yolunu seçmişler,
her biri beyinlerinde mükemmel evren modelleri tasarlama telaşı ve iradesi
ortaya koymuşlardı.
Birbirleriyle düşünce
aktarımı yoluyla iletişim kuruyorlardı. Özgün yeni kodlar hemen diğerlerine
iletilmekteydi. Beyinlerinde sakladıkları kod sayısı kırk dokuz haneliydi ve
kodların diziliş sırası her birinde farklıydı. Ama bu anlaşabilmelerinde ve
kendilerini daha da geliştirebilmelerine engel olan bir durum değildi. Doğruyu
bulmak için bütün bireyler üretime katılıyor, birbirleriyle iletişim kurarak
bilgiye ortak oluyorlardı. Bazı sorunlar ancak böyle çok boyutlu, çok katılımlı
çözüme kavuşturulabiliyordu çünkü. Bundan iki milyar yıl önce nesneler şu
kararı almışlardı: "Bir düşünce kodu yanlış ve de uygunsuz da olsa
tartışılacak, doğruluğu test edilecek ve geçmiş tüm kodların ışığında
değerlendirilerek ortak koda bağlanacak, evrensel davranışa sunulacaktır."
Düşünce alışverişleri
öyle yoğun ve derindi ki yavaş devinimlerinin gerisinde milyarlarca kod
akmaktaydı birbirlerine. Yaşamlarının son noktasına kadar da devam edecekti bu gizemli
ve görünmez faaliyetleri.
Nesneler esintiye
kendilerini bırakmışken aynı anda durdular.
Belirli nokta
etrafında büyük bir hızla dizilip iç içe milyonlarca çember oluşturdular.
Çemberin ortasında çok farklı, çok küçük bir nesne duruyordu. Evet...
"Atmosferimize
misafir nesne gelmiştir," bilgisi iletildi ışıktan da hızlı.
Beyin bölgeleri
parlak turuncuya dönerken hızlı hızlı dairesel ışık atımları yayıyorlardı.
Sessizce
bekleştiler...
Kaynağını
bilemedikleri bir ileti ile irkildiler. Dış ses şöyle seslendi: "Kaynağı
gizli boyuttan atmosferinize HU5 grubundan bir tohum gönderilmiştir. Başlangıç
maddeciği...
"Nasıl bir
başlangıç?" diye karşılık verdi nesneler.
Dış ses: "Beyin
kapasiteniz ve kod sayınız, tohumun atmosferinize gelişiyle tamamlanıyor.
Biliyoruz ki sizler 'Atmosferinizi koruyarak' kapasitenizin yüzde doksan
dokuzunu kullanabilen yetkin nesne seviyesine ulaştınız. Beyninizin geri kalan
yüzde birlik kısmını kullanamayacağınızın ve bu kısmın kendi boyutunuzda
çözülmezliğinin farkında olmalısınız. Ve şimdi sona yaklaşıyoruz memnun
duygularla yerinizi bu tohuma bırakacaksınız.
Nesneler: "Diğer
boyutlarda çözebilme şansımız var mıdır ve hem nereye gidiyoruz?"
"Her beyinde var
olan bu kısım ancak en üst düzey varlık bilgilerini taşır. Bunu kimsenin
çözebileceğini düşünmüyoruz, hatta bir bilenin olduğunu da düşünmüyoruz. Bu, beyin
sahibinin iradesi ve boyutu dışındaki nedenlere dayanmaktadır. Nereye
gideceğinize gelince: Başlangıçlar ve bitişler vardır atmosferinizde,
geçeceğiniz boyutta ise yalnızca başlangıçlar."
Dış sesin sözleri çok
hoşlarına gitmişti nesnelerin. Tanışacakları, değerlendirecekleri, bağlantılar
kuracakları değerli bilgiler potansiyeline kapıların açılmasına çok sevinmişlerdi.
"Düşünmüyoruz derken yalnızca kendinizi değil kendi evreninizdeki herkesi
kastettiğinizi anlıyoruz ve bize seslenenin bir nesne değil herkes olduğunu
düşünüyoruz. Sizlerde bizler gibi benzer süreçlerden geçmiş olmalısınız."
"Evet."
"Tohumun nereden
ve nasıl gönderildiğini bilmiyoruz ama tohum ile birlikte uzun ve zahmetli bir
varoluşun yeniden başlayacağını biliyoruz..." diye karşılık verdi
nesneler.
Dış ses: "Hazır
mısınız?"
Aynı anda: "Hazırız!"
Gelmiş geçmiş tüm
zamanlarda yalnızca bir kez yaşanabilecek gizemli olayın aşkın duyguları
coşkulu, seyredilesi görüntüler başladı. Oluşturulan çemberler birbirlerinin
zıt yönlerine hareketlenmeye ve salınmaya başladı. Çıngırak sesleri en üst
seviyeye çıktı. Özgün biçimlerini artık denetimde tutmuyorlardı. Yumuşak
sedefsi bir doku gövdelerini yavaş yavaş kapladı. Her birisi ayrı bir ışık
kaynağı gibi parlamaya başlamışlardı. Uzayıp inceliyor, sağa sola yatıyorlar ve
bu dalgalanmalar oluşturdukları çember düzeninden içeriden dışarıya, dışarıdan
içeriye doğru simetrik bir ritimle yayılıyordu. Onlar birer üst nesneydi ama
yaşadıkları bu anlar onlar için de muhteşemdi ve inanılmazdı, yürekleri kıpır kıpırdı.
Atmosferde gözlenen
renk değişimi nesneleri susturdu. Beyaz koyulaşıyor, başkalaşım yapılanmaya
başlıyordu.
Dış ses: "Bu
bilgiler çok gizlidir... Siz başardınız, daha üst ve özel, yeni boyutta XM9
grubunun özü olarak yaşamaya başlayacaksınız. Şimdiki aşamanın üst bilgi
seviyesi yeni boyutta alt seviye olarak kabul edilmektedir. Yeni boyutta bir
önceki aşamadan gelindiği bilinmeyecek yalnızca silik ama hoş hatırlamalar
sağlanacaktır. Yeni boyut farklı medeniyet grupların ilk buluşma noktasıdır.
Bekleme süresi göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre hissidir. Bu bilgiler
gelişme seviyeniz yetkinlik düzeyine ulaştığı için size verilmektedir."
Dış ses devam etti: "Yeni
tohum 'Yeryüzü' denilecek yerde farklı türün oluşumunu sağlayacaktır. Yaşam
şartlarında beyin gelişme ve geliştirme potansiyeli mevcuttur. Kendilerini ve atmosferlerini
koruyarak yetkin nesne seviyesine ulaşabildikleri takdirde onlarda sizin gibi bir
üst aşama buluşma boyutuna gönderilecektir. Ve bu ancak bilinçli ve ölçülü
yaşam biçimi ile mümkün olacaktır. Bu sizin aşamanız için de geçerli bir
ölçüttü. 'Akıllıca davranmak' yeryüzüne uygun bir deyimdir.
Şimdi yükseleceksiniz
ve hep bir araya geleceksiniz. Yeni bir tohum oluşturacaksınız. Önemli...
Birleştirme kodu başka beyinlerin marifetidir. Önemli son bilgi... Önemli... Biz
de sizin şu anda bulunduğunuz aşamalardan geçenleriz."
Nesneler hayretler
içerisinde kaldılar ama tepkileri hafifçe gülümseme oldu. Sonra tohuma ilk,
kendi dünyalarına son mesajı gönderdiler: "İyi
şanslar."
Çemberlerden oluşan
kütle yükseldi, yükseldi. Göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürede dış
çemberlerden içeriye doğru güçlü bir parlamayla ve patlamayla ufacık noktada
birleşerek kayboldu.
Boşluk daha da
kararmaya ve soğumaya başladı. Toz bulutları belirdi devasa; kimisi yoğunlaşıp
toplandı ve parlamaya başladı, kimisi daha da yoğunlaşıp kayboldu. Işık ve
madde gizemler eşliğinde evreni doldurdu. Yüzeyler oluştu renk renk, sıcak,
soğuk, katı, akışkan...
Yeni tohum hiçbir şey
olmayacakmış gibi herhangi bir yerde tek başına duruyordu...
Atmosfer kızıla
dönmüştü. Boğucu bir rüzgâr esti, yeri göğü inleten şimşek çatırtısı duyuldu,
yağmur taneleri sıcak toprağın üzerindeki tohumu acımasızca dövmeye başladı...
Yorumlar
Yorum Gönder