MASUMİYET (ÖYKÜ)
Hoş bir bahar sabahında
kızın odası bahar ışıltılarıyla ve buğulu çiçek kokularıyla doluydu.
Kırpıştırdığı
gözlerini ılık bakışlarla açtı. Güzel gözleri, çiçeklerin rengiyle
sürmelenmişti sanki. İpeksi saçlarını parmaklarına dolayıp uzun kirpiklerinin
üzerine bıraktı. Havayı, odayı kokladı derin derin. Nazik beyaz teninden
yorganına sinen, dalga dalga yayılan tazeliğinin kokusunu duydu. Ah, ne
hoştu... Vücudunun her kıvrımı, diri, taptaze çiçek kanatlarının andırıyordu.
Ellerini vücudunda gezdirerek göğüslerinin dolgunluğunu hissetti.
"Ben çok güzel
bir kızım," dedi hafifçe gülümserken. "Bir tanrıçayım. Evet öyleyim.
Kulağımın kıvrımları bile erkekleri etkilemeye yeter. Harikayım !.."
Biraz yana dönerek,
kolunu yataktan aşağıya sarkıttı. Güzel gözleri baharın parlak güneşine güldü. Sarkıttığı
eliyle halının üzerinde parmaklarını gezdiriyordu. Önce halıya bir "T"
harfi çizdi, sonra da "A". Sevgililerinin isimlerinin baş harflerini
yazıyordu sırasıyla. "M" harfini çizerken, ani bir çığlık ve acıyla
irkildi. Hemen doğruldu ve acının nedenini anlamaya çalışırken küçük bir cam
parçasının parmak ucuna saplanmış olduğunu gördü. Bir damla kan, gelincik
renginde tomurcuklandığında benzi solmuştu ve nefesi titriyordu. Ağlamak
istiyor, hiç işitmediği tuhaf sesler çıkarıyordu. Bir ara bayılacağını zannetti
ama bayılmadı. Kendini çok kötü hissediyordu.
Bir kaç saat sonra:
Kız, isminin baş
harfi "M" olan sevgilisine nazlı gözlerle yaralı parmağını öptürdü.
Oğlan kızın derdine deva olabilmek için teselli sözlerini olabildiğince sarf
etti. Onun acısının kendi acısı olduğunu söyledi, onun sevincinin kendi sevinci
olduğunu söyledi. Kız yine de oğlanın kendisine gösterdiği ilgiyi yetersiz
buldu.
Gece:
Kız yatmak için
odasına geldiğinde, yatağını bugün de toplamadığını hatırladı. Yalnızca yatağı
değil odası da darmadağınıktı. Halıyı temizlemesine rağmen yerde hâlâ cam
parçaları parıldıyordu. Annesine düşürdüğünü söylediği vazoyu, bir telefon
konuşması sonrası kıskançlık ve öfke krizinde yere fırlatmış, kırılan vazonun
parçalarını itinasız bir şekilde temizlemeye çalışmış, geride kalan parçalardan
biri parmağına saplanmıştı işte.
"Kıskanç ve
asiyim," diyerek yatağına uzandı. "Ama çok güzelim." Havayı ve
yastığını kokladı. İsminin baş harfi "A" olan sevgilisini düşündü.
Sarılı parmağındaki sızıyla uykuya daldı.
Yorumlar
Yorum Gönder